Şafağın Uykusuzluğu

Bir hışırtıyla uyanırım,

Düşünceler talan eder uykumu.

Kapı aralanır,

Anılara boğulurum.

Şafağa yakın vakitler,

Ben yanarım karanlığı delerim

Soğuğun keskinliği de

Dumanım doldurur gökyüzünü

Sabaha ulaşmak mı?

Ben heyecanımı bir hayale bularım

Asırlık ağaçların salkım dallarından,

Süzülerek gelir bulur aydınlık beni

Göz kapaklarım aralanır uykuya

Tan ağarırken içim kaybolur karanlığa

Ey sefalet yüklü kalp atışlarım

Kurtar beni çaresizliğimden

Ak boyalı konak hüznümü sakla

Pencerelerinde dahi ben kendimi ararım

Sarmaşıklı duvarların

Aşılmaz benliğim de sınır

Camlarından süzülen ışık

İçimi aydınlatır mı?

Perdelerini açayım

Soğuğu işlesin içime ışığın

Sarsılan seslerde tırmanıp merdivenlerini

Yamacına uzanayım rüyalarımın

Şefkatli bir elin okşayışında

Bir çift gözün gölgesinde uyut

Ateşe çalan ışıklarını söndürüp

Huzurlu bir ölümü karşılayayım

Yorum bırakın