Türk S/İHA Sanayii

Maalesef son bir haftadır hepimizin gündeminde Rusya’nın Ukrayna’yı ilhak etme adına başlattığı askeri operasyonlar var. Her ne kadar askeri operasyon diyor olsak da aslında ortada bir savaş var ve her savaşta olduğu gibi burada da akan göz yaşları, patlayan bomba ve silahlar ve şehirlerde yankılanan siren sesleri eksik kalmıyor. Her şeyden önce tabii ki bu seslerin dünyanın her yerinde dinmesini niyaz edelim.

Evet gündemde böyle bir durum var ve bu durum bizi ve ülkemizi acıma ve merhamet duygularımızın yanında biraz daha farklı şekilde ilgilendiriyor. Çünkü yaklaşık 10 yıldır hepimizin dilinde olan savunma sanayii yatırımlarımız belki de ilk defa dünya nezdinde bu kadar ses getiriyor. Ukrayna’nın BAYKAR’dan satın aldığı TB2 SİHA’lar savaşın kaderinde önemli bir rol oynuyor.

Yeni tank, yeni silah, uçak, araba, gemi derken dünyadaki tüm alanlarda olduğu gibi askeri alanda da insansız araçlara olan yönelimin neticesi olarak şimdi de yeni insansız hava araçlarını bol bol duyuyoruz. Aslında biz yeni duyuyor olsak da ülkemizde dahi 1995 yılından beri askeri alanda kullanılıyor insansız hava araçları. Tabii ki kabiliyetleri şimdikilerle karşılaştırılamayacak kadar geri olsa da, İHA’ların çok da yeni teknolojiler olmadıklarını belirtelim. TUSAŞ, TAI, BAYKAR, VESTEL gibi şirketler tarafından yıllardır ülkemizde İHA faaliyetleri devam ediyor. EGM ve TSK tarafından yıllardır kullanılan ve hatta yurt dışına ihraç edilen projeler bile mevcut.

Fakat özellikle 2011 yılında İsrail ile yaşanan Heron problemleri dolayısıyla ülkemizde bu alanda ciddi atılımlar başladı. Başlatılan atılımlar sonrası hem daha güçlü İHA’lar hem de üzerlerine silah entegresi yapılarak kullanılan SİHA’lar konusunda ülkemizde bu alanda ciddi bir pazar meydana geldi. Özellikle ANKA ve TB2 modelleri silahlı ve silahsız olarak çok başarılı modeller olarak göz önünde bulunuyor.

Peki Bayraktar TB2 neden tercih ediliyor? Öncelikle şunu belirtelim ki ANKA TB2’ye göre çok daha gelişmiş özellikleri olan bir araç ve TB2 dünyadaki diğer emsallerinden çok daha kaliteli diyemeyiz. Fakat en büyük artısı fiyat/performans açısından olağanüstü verimi. Dünyaca ünlü dergi ve haber sitelerinde “ucuz” başlığı altında sunulan TB2, 1 milyon dolar gibi düşük bir etikete sahip ve diğer araçlarla karşılaştırıldığında bu ücretler kolaylıkla verilebilir bir seviyede. Ortalama 300 km menzile sahip olsa da 24 saatten fazla havada kalma özelliği sayesinde saldırı için doğru anı daima kollayabilmeyi sağlıyor. Mühimmat açısından da hem yerli hem yabancı üretim silahlarla uyumlu olması onu değerli kılan yönlerinden birisi. Sahadaki kullanılabilirliğini ispatlamış olması da TB2’nin artık çok daha ön planda olmasını sağlamış durumda.

Ülkemizde güneydoğu sınırımızda uzun zamandır kullanılan ve verimi aşikar olan bu araçlar, dünyaya da duyurulmaları ile birlikte artık daha geniş bir kitleye hitap edilebilecek, bundan da öte yeni geliştirilen AKINCI, TB3, MİUS ve hatta Milli Muharip Uçak TAI-FX gibi uçak projelerinin de tüm dünya tarafından merakla beklenmesine yol açacaktır.

Belki de verilmeyen SİHA’lar sayesinde başladığımız ve dünya çapında kaliteli araçlara sahip olmamızla sonuçlanan süreçteki gibi F-35 programından çıkarılmamız da Allah tarafından bize bahşedilen bir nimet olarak bile görülebilir ve TAI-FX gibi uçaklar üretmemizin yolunu açabilir. Burada önemli olan bizim bireyler olarak bu işin neresinde yer alacağımız. Bir ucundan tutup daha yukarı yükselmelerini mi sağlayacağız yoksa üzerlerinde fazladan ağırlıklar mı olacağız…

Sözlerimi şu alıntı ile bitirmek istiyorum:

Milli ve özgün teknolojileri geliştir, etik ve ahlaka riayet ederek geliştir, ülkenin tam bağımsız ve müreffeh olması için yap, bugünün değil yarının yarışına hazırlan. Bütün bunlara riayet edersen inancından dolayı Allah da sana yardım eder ve dünyanın en iyisini yapabilirsin. Hep buna inan!

Selçuk Bayraktar

Yorum bırakın