Menzile seni ulaştıracak refike talip olmak var iken, handa kalacak bir metaya talip olmak ne için? Hancıyı tanıma imkanı var iken, handaki hadimlere talip olmak ne için? Yola hazırlık yapmak var iken, hanı menzil bilmek ne için? Yolculuk kaçınılmazken, hanı mesken tutma arzusu ne için? Yola azık gerekirken, handa azık savurmak ne için? Hanın da menzilin de yolun da sahibine vuslat var iken, handaki gölgelere saplanmak ne için? Rehbere takılmak var iken, Burnunun dikine gitmek ne için? Kılavuza bakmak var iken, Bilgisiz yola çıkmak ne için? Yolu tutmuşları görmek var iken, yolsuzları dost edinmek ne için? Handa takatin var iken, boşa sarf etmek ne için? Handa sayılı günler gider iken, beyhude oyalanmak ne için? Kervan yola çıkar iken, geri kalmak ne için? Kafile tutmak var iken, yalnız başına gitmek ne için? Geri dönmek yoğ iken, Dönmek varmış gibi yaşamak ne için? Görene danışmak var iken, Köre varmak ne için? Duyana sormak var iken, sağıra varmak ne için? Bileni aramak var iken, cahile varmak ne için? Düzgün yolda yürümek var iken, bozuk yola sürmek ne için? Vuslat hak iken, kaçmak ne için..?
آنقره آلتونداغ ٤ ذيالقعده ١٤٤١ ملازاده عبدالله