Kitap pürdikkat (deepwork) çalışmayı ‘Tamamen odaklanmış halde, büyük bir dikkatle gerçekleştirilen ve bilişsel yeteneklerimizin sınırlarını sonuna kadar zorlayan profesyonel faaliyetler’ olarak tanımlayıp bu yöntemi kullanan ünlülerden bahsederek giriş yapıyor. Akıllı telefonların yaygınlaşması ile dikkat aralığının kısacık anlara kadar inmiş olması bunu bizatihi yaşayan biri olarak beni hiç de şaşırtmıyor. Kitabın iki hedefi var. İlki ‘pürdikkat’ çalışma hipotezinin geçerliliğine ikna etmek, ikincisi ise pürdikkat çalışmanın nasıl hayata geçirileceğini öğretmek. Aynı anda ne kadar çok şey yaparsanız o kadar az şey başarırsınız diyor yazar. Esasında yorulan zihni iş değiştirerek dinlendirmek benim kullandığım ve istifade ettiğim bir metot. Bu nedenle yazarın bu kanaatine katılmıyorum. Kitap bu konuda zihnimde dönüp duran mevzuları iki kapak arasına koymakla müthiş bir iş başarmış. Modern dünyanın hemen her bireyinde yer alan hastalıklara temas eden muhteviyatı sayesinde olsa gerek dünyada çok satılan kitaplar listelerine girmiş. Tespitler şaşırtıcı değil ancak yerinde ve net: Sosyal medyadan çıkın! Tedavi yöntemleri ise kulağa basit geliyor ama uygulaması zor. Burada kilit noktanın insanın iradesini belli bir niyet doğrultusunda sabit kılması zorunluluğu olduğu ortaya çıkıyor. Buna zaten niyet etmiş insanların; bu kitabı okuyarak yalnız ve hasta olmadıklarını, bu sorunları herkesin yaşadığını hatta üzerine çalışmalar yapıldığını görmesi ve dahi bu sorunların aşılabildiğini gösteren örnekleri okuması kitabın faydalarından.
Yazarın diğer kitabı ‘Dijital Minimalizm: Ekran Bağımlılığı ve Teknoloji Yorgunluğu Sarmalından Kurtulmak İçin Bir Yol Haritası’ ise okunacaklar listesine dahil edildi. İlgilenenler yazarın uzun yıllardır yazdığı ‘StudyHacks’ isimli blog sitesine de göz atabilir.Kitabı okurken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husus var. Esasında bu husus Batılı düşünen (sadece Batılı olan değil) tüm yazarları okurken hatırda tutulması gereken bir konu:Dünyaya hep bir yarış gözüyle bakmaları nedeniyle başarıyı da bu yarışta önde olmak, başkalarını arkada bırakmak olarak tanımlıyorlar. Başarılı kişi olarak örneklerini genelde yaptığı işi iyi yaparak çok para kazanan insanlardan seçiyor. Ayrıca yapılan her işte Allah rızasını aramak, bize verilen zamanı Allah’ın emaneti bilmek, işimizin, evimizin, akrabalarımızın hakkını vermek gibi kaidelere temas edilmemiş tabi. Bu nedenle aynı konuda olmasa da zamanı iyi kullanmak konusunun milli bir versiyonu için Ali Fuat Başgil’in Gençlerle Baş Başa kitabı, İslam alimlerinden şahane örnekler için Abdulfettah Ebu Ğudde’nin Zamanın Kıymeti isimli eseri okunabilir. Bir diğer hatırdan çıkarılmaması gereken nokta şu; bu gibi kişisel gelişim kitapları nadiren kalıcı etki bırakır. Genelde saman alevi gibi insanı sarar ve çabucak söner gider.Yazarın kitabın ana temasından bağımsız olarak temas ettiği bir husus daha var.Yazar kitabı yazma amaçlarından birini ‘Düşüncelerimi rafine edip berraklaştırmamın, kendimi bu konuda biraz daha geliştirebilmeme olanak sağlaması’ olarak belirliyor. Yazmanın bir semere, çıktı olmakla beraber aynı zamanda bir muallim ve dolayısıyla bir öğrenme yolculuğu olduğunu teyit ediyor.Kitabı okurken daha sonra göz atmak için önemli gördüğüm noktaları not ettim.Bu bölüm kitabın tahlilinden ziyade önemli noktaların ve tavsiyelerin özeti mahiyetindedir. Bunları da kitabın tahlilinin peşine sizinle paylaşıyorum:
Yüksek Kaliteli İş Miktarı= Harcanan Zaman X Dikkat Yoğunluğu
Başarılı olanlar tahmin edilenin aksine çok ve yoğun çalışmazlar, aksine verimli ve düzenli çalışarak hafta içi akşam 5-6’dan sonrasını boşa çıkarırlar. Bu zamanlarda ailesi ile ilgilenir, kitap okur, sosyal faaliyetlerde bulunurlar.Başarılı ve üretken bir akademisyenin hayatında uyguladığı prensip, zor fakat hayati önemdeki entelektüel çalışmalar için bölünmeden çalışabileceği uzunlukta zaman blokları ayırmaktır.İnternet ortamında dikkatin durmadan bir oraya bir buraya yönelmesi insan beynini uzun vadede olumsuz etkiler. Zira beynin sürekli dikkat dağınıklığa alışmış olması daha sonra odaklanılmak istense dahi başarılamamasına neden olur.Dikkat dağınıklığının yerine odaklanmayı koymak kulağa basit gelmesine rağmen hiç de kolay değil. Benim de son yıllarda epeyce sıkıntısını çektiğim, üzerinde kafa yorduğum bir mesele bu. Yazar, engellerden birinin dikkati daha yüzeysel bir şeye yöneltme dürtüsü olduğunu ve bu dürtünün rutin ve güçlü bir dürtü olduğunu ifade ediyor. İradenin kullanıldıkça tükenen bir sermaye olduğu tespiti üzerine bu sermayeyi yerinde kullanmak için bazı kural ve ritüellerin bulunması gerektiğini vurguluyor.Boş vakitleri planlamak ile düşünülenin aksine insanın dinlenmeye vakit bulamaması gibi bir sonuç ortaya çıkmaz aksine bu insanın dolu vakitlerini (mesai ve çalışma saatlerini) de daha verimli geçirmeye başlamasını sağlar. 19. Yüzyıl İngiliz yazarlarından Arnold Bernett ‘İnsanın zihinsel yetileri, zor faaliyetleri biteviye sürdürmeye uygundur. Onlar kol ya da bacak gibi yorulmazlar. Zihnin tek gereksinimi değişim ve tazelenmedir, dinlenmek değil -tabii uyku hariç.’ İnternette oradan oraya gezerek vakti doldurmak yerine zihninizi anlamlı şeylerle meşgul ederseniz, günü daha tatminkâr bir şekilde tamamlayıp ertesi güne daha iyi dinlenmiş başlarsınız.Kendi planlarımızı ve işlerimizi yerine getirebilmek için açık ve net olmayı ve tabii hayır diyebilmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bu konularda epey zorlandığım şüphe götürmez bir gerçek. Yukarıda değindiğim, yazarın bazı kural ve yöntemlerini şöyle özetlemek mümkün:
Kural 1-) Derinleşin-Keşiş Yöntemi: Kendini her şeyden soyutlayıp, bir yere kapanıp odaklan.-Ritmik Yöntem (Zincir Yöntemi): Planlama ile çalışmanın saatini önceden belirle.Gazeteci Yaklaşımı: Bulabildiğin her boşluğu önemli bir işle doldurarak verimli çalış. İşi yapabileceğine inan.Ritüelleştirme: Nerede ve ne zaman çalışacağını belirlemek.Verimli İş birlikleri: Daha verimli çalışmak adına birisi ile birlikte çalış.
İcraat Planı: En hayati konu neyse ona odaklan. Elle tutulur spesifik hedefler çalışma şevkini istikrarlı kılar.Gözün kılavuz ölçütte olsun.Sağlam bir skor cetveli tut.Düzenli bir icraat takvimi tut.Şalteri indirme alışkanlığı: Bir kez bugünlük yeter dedikten sonra artık tekrar çalışma.Şalteri indirme ritüeli (10-15 dk): Eğer bir sonraki gün ne yapacağını planlayarak günün çalışmasını nihayete erdirirsen yarım kalan işler akşam zihni meşgul etmeye devam etmez.
Kural 2-) Can sıkıntısından kaçmayınEğer en ufak boşlukta, her potansiyel can sıkıntısı anında (markette, hastanede sıra beklerken, otobüste giderken, 5 dk sonra gelecek arkadaşı beklerken vs.) elimiz istemsiz telefonumuza gidiyorsa bu beynimizin ‘zihinsel enkaz’a dönüşmüş olduğunu gösterir.
Kural 3-) Sosyal Medyadan çıkın!Direnç: Beynin odaklanma kondisyonunu yeniden kazanması için her can sıkıntısında kaçmasına engel olarak kendimize direnme imkanları oluşturmamız gerekir.Beyni düzenli dinlendirmek pürdikkat çalışma kalitesini artırır. Ayrıca konsantrasyon becerisi, ancak ve ancak düzenli egzersizle elde edilir.Üretken Meditasyon: Yürüyüş, koşu gibi bedenen meşgul zihnen serbest olunan zamanları belli bir konu hakkında düşünmeye hasretmek. Bu sırada dikkatini dağıtan alakasız fikirlere (yazılması gereken bir mailin kafada yazılmaya başlanması gibi) ve patinaja (sorunu kökünden çözmek yerine sürekli bilinen ve daha önce düşündüğümüz şeylerin aklımıza gelmesi) dikkat etmek gerekir.
Kural 4-) Sığ sulara dikkat etİnsanın bir günde pürdikkat çalışma kapasitesi sınırlı olsa da yüzeysel işlere ve bu işlerin bizden alacağı zamana temkinli yaklaşmakta fayda var. Zira yüzeysel işlerin önemi genelde abartılır, zararı ise hafifsenir. Bu işler herkesin halletmesi gereken işler olsa da ‘Şu an yapılacak en doğru şey ne?’ sorusu her daim sorulmalı ki eften püften şeyler sinsice vaktimizi alıp götürmesin. Yazar bunun için günün her vaktini planlı geçirmeyi ve bu sayede gün içinde önemli önemsiz hangi işe ne kadar vakit harcandığını görebilmeyi tavsiye ediyor. Çünkü yüzeysel işlerle geçirdiğimiz vakit bize zamanın daha hızlı aktığını hissettirdiği için genelde gerçekte olandan daha az vakit harcadığımızı zannederiz.
