Yazmak Mühim İştir Bayım.

Bu mühim meseleyi ne kadar başarabiliyorum? Tartışmaya açık değil. Başaramıyorum galiba.

Şöyle alt alta bahane sıralamak gerekir değil mi?

Bir işte çalışıyorum, sabahtan akşama kadar zaten orada bir şekilde vakit geçiyor. Ee bir de iş insan merkezli olunca kafası da yoruluyor insanın. Aslında yazmaya vakit değil kafa kalmıyor, diyebilirim değil mi? Hayır.

Lise yıllarındayken başlamıştım aslında bir şeyler yazmaya. Okul müdür yardımcısına gidip bir dergi çıkartalım demiştim. Para yoksa eğer, yazıları toplar panoya asarız diye de eklemiştim. Lise 2. sınıftaydım bu esnada. Müdür yardımcısı yazmayı seven birisiydi. Daha önce kendisine böyle bir teklif gelmemişti herhalde ki hemen kabul etti ve dergi formatında çıkartabileceğimizi belirtti. Genel yayın yönetmeni olması için de edebiyat hocamızdan ricada bulundu. Edebiyat hocamız derslerde 25 dakika kadar ders işler sonrasında ise kelimelerin içerisinde kaybolacağımız şekilde muhabbet ederdi bizimle. Herkes pür dikkat ağzından çıkacak kelimeleri takip ederdi. O konuşurken bazı kelimeleri not ederdik, sonra manasına bakmak için. Çünkü cümlelerin içerisinde kelimeler öyle bir ahenkle yer tutuyordu ki ister istemez kelimelere dair bir merak duygusu peydahlanıyordu içimizde.

Daha sonraları ise merkezi Ankara’da olan ve ulusal çapta dağıtım yapan bir derginin en geç yazarı olarak aldım elime kalemi. İlk dergi meselesinde talep eden ben olduysam da bu dergide yazmam bana teklif edilmişti. Eminim ki bunun nedeni benim yazılarımın güzelliğinden değildi. Yazılarımın daha güzel olması içindi bu teklif. Çünkü bana bu teklifte bulunan kişi yazılarımı okuyup zaman zaman okumam için kitaplar verirdi. İyi ki tanışmışım dediğim isimlerden birisiydi.

Bu süreçlerin ardından vaktimizi Konya’da geçirmek nasip oldu. Konya bu hayatta bana bir çok şey kazandırdı ve Allah’a bana burada lutfettiği her şey için ayrı ayrı hamd ediyorum. Bu sitedeki dostlar da buna dahil. Ancak Konya’nın benden bir şeyleri azalttığı hissiyatını da yaşıyorum.

Okumak ve yazmak.

Konya’daki hayatıma başladıktan sonra okuma ve yazma oranımda ciddi şekilde bir düşüş yaşadım. Bunu şeytanın bana sağdan yaklaşması olarak yorumluyorum ben. Detaylar için daha uzun bir yazı gerekiyor elbette.

Kendimedir bu yazı. Ne olduğumuzu hatırlayalım, ne olduğumuzun farkında olalım diye.

Yazmak istiyorsan yazacaksın. Bu kadar basit. Önce ne yapacağımıza, ne yaptığımıza karar verelim.

Biliyorum ki yazmak ve okumak için her an değil özel anlara ihtiyacı var insanın. Çünkü yazmak mühim iştir bayım.