kızıl saçları ve de loş bakışları feraceliyken bilinmezdi saçmalıkları setretmiş meğer tesettürü, içindeki seyyiatı öyle ya tesettürdü erkeğe kadına had veren ve bundandır hicabı terk etti edeli hicab etmiyor insanlık kimseden bakın vaktiyle bir marksist hocam çizdi altını bu gerçeğin derdi liberalizmin kısa tarifidir, "hadsizlik" liberale göre bu hal, "iyiye" doğru bir dizginsizlik halbuki hadsizleştikçe insan ve galebe ettikçe insanlığa beşeriyet fıtratı terk eder ihsan zira beşerlik insandaki hayvaniyet işte bundan fıtratın esas adıydı İslam İslam yani fıtrat insan olmak için ince bir sırat zor geldi mi, etrafında nice bir tur at başın dönsün, miden bulansın biraz da beynin sulansın zira böyle daha kolay böylesi daha kolaydır sırattan düşmeye öylesine sahi neydi hayvanla insanı tefrik eden? heva-yı nefse hapsolmak mı, yoksa fenaya savrulan dünyaya rapt olmak mıydı gayesi insanın? iki lahzacık ömürde hayvan gibi yaşamak mı? peki nefse aldanmak mıydı yanılgısı kızcağızın? bilmem, bilemem, çünkü gayretim, bilmeyedir haddimi zira herşeyi bilemez insanoğlu uyumaya yahut uyumamaya ve daha bir çok şeye kadir olamayan, bu aciz insanoğlu ne sanıyor kendini? başkasında olmayan hangi şecaatı kendinde görüyor dahası nasıl bilir bunları kendinden..? bilmez mi en büyük seciye rızasıdır Rabbinin? neden tekebbürle Sahibinin gazabına meyleder ? dedim ya kızıl saçlı, loş bakışlı... bilmezdik çehresini dahi o kızcağızın ve bir gün nefsi aklına, hevası kalbine galip geldi infilakı, kibir ve enaniyetten oldu yanlış anlaşılmasın kınamak değil niyetim bu sözler evvel kendime nasihatim bir taaccub halinin mahza ifadesidir sözlerim