müstakil bir ölüm ister
sevgiliyle başbaşa
müstakil bir kavuşma
belanın kabzasında
geçmiş bir ömrün
yalın nihayetinde
işte karşıda sırat,
suratı somurtmuş şeytanın
şeytanlaşmış insanların
suratsızlıklarını gördü
ve işitti haykırışlarını canilerin
çatısız ev, dünya dedikleri
korunaksız ve emniyetsiz
keyfiyetsizdir dünya işi
mezar taşı ustası mesela
yahut mezar kazan ırgat
ölümü ve ölmeyi ne bilsinler
öldüler mi hiç, sanmam
hiç gördüler mi ölü
o da meçhul
oysa cellat bilir ölümü
hakeza mücahitler de
ölümün soğukluğunu hissetmeyen
ya da sıcaklığını hissetmeyen ölünün
ne bilsin ukba işini
ahiret, ölümü bilmekle anlamlı halbuki
ölümle rabıtası olmayanın ameli avare
yaşamak neymiş,
ancak öldüğünde anlar
ölümle yaşamayan
ölümlüler dünyaya geldi geleli
yaşayan ölülerle
ölü yaşayanlar arasında
bir savaştır, dünya dedikleri
dünyaya ölüm geldiğinden beri...
işte dünya dediklerinde
ölüm düşer bize,
ey dünya gedikleri
bize düşer ölmek
ölüm beşiğinde yaşamak
hayat mezarında uzanmak
düşer bize...