devletin kulları,
başını okşayarak öldürür
babalarını çocukların
el salladığı ve
tebessümle karşılandığı
yavruların babalarını
gözünü kırpmadan
vurur polisler
sevgiyle gelen
bir kara talihe benzer
kötürüm bir ölümün celladı
düzensiz düzenin muhafızları
adil değil hakimler
hiç halktan yana olmadı müddei
katip kulun kulu
polis kapı kulu
zalim nizamın
köhne düzenin
kapı koluysa imam
halkı kazanan
ve barıştıran düzenle
bize dair bir şey zahiren
var gibiyse de
bil ki bizden değil
bizden görünen çokluklar
biz ki gürbüz azınlıklarız
ama bu kahpe çark-ı felekte
bu dönme dolap misali rejimde
bir bakarsın göktesin
bakmışsın bir de
geçmişsin yerin dibine
aidiyet hissetme çarklara
fabrika bizimse de
bu çarklar ithal
mamulü malul
ruhu sanal
bak ablemi
yıldızlı hilal
ol sancak-ı al
ki temsil eder
telmih ettiği kadar
fabrikanın işçilerine
her daim istiklal!
ama fabrikada
bir cereyanla
oldu zulmete meyil
ve geldi izmihlal
o gün bugündür
inkılap adına
inkilap ettiler
ve fabrika...
değil eskisi gibi
işçinin alın teri soğurken
çarkların hararetinde
pişirildi eti
soyuldu haysiyeti
burjuvanın mülkü uğruna
yine de ödenmedi hakkı
on güne bir pul verdiler
bedenine işçinin...
şefinse kulluğuna bedel
pulluğuna günlük on pul
ne garip bir hesap
ne acip bir taksim
çöktü böylece
şedid bir zulmet
gölgesinden sermayenin