Bir Kölenin Günlükleri-I

Merhaba. Ben Avukat Kuki. Avukat dediğime bakmayın ben “bağlı” çalışan bir avukatım. Bağlı avukat olmak -istisnaları kenara koyarsak- büyük ölçüde köle olmakla eşdeğer günümüzde. O nedenle de bize genelde Kuki derler. Yani aslına bakılırsa bağlı avukatlar olarak bizler, bağlandığımız avukatların köleleri gibiyiz neticede. Beni de bağlayan/zincirleyen bir patron avukatım yani efendim var. Gerçekten de patronum, patron olmaktan ziyade benim sahibim, efendim mesabesindedir. Verdiği asgari ücretin karşılığını sonuna kadar almakla yetinse adil bir işveren olurdu. Fakat verdiği o asgari ücretin fazlasını alarak beni sömüren kapitalist bir patron gibidir. Fakat vardığımız koşullarda ona sunduğum hizmet karşılığında aldığım ücret beni basit bir sömürülen işçi olmanın da ötesinde bir köle yapıyor. Belki de köle olmaktan beterdir sömürülen bir işçi olmak. Her neyse benim de bir efendim var ve kendileri o haşmetli azametli “büyük” avukatlardan. Bu özlü açıklamadan sonra artık hikayemi duymaya hazırsınız sanıyorum.

Bugün sahibim beni ilçe duruşmasına yollamaya karar verdi. Aniden geliyor sanırım bu istek kendisine. 14:00 duruşmasına yetişebilmek için 9:30 da yola çıktım. Yola çıktım dediysem arabam var sanmadınız inşallah, nihayetinde bir kölenin arabasının olması görülmüş şey değil. Haliyle gayet tabii olarak ilçeye minibüsle gittim. Erken gittiğim için aval aval dolandım. Zira kıraathane haricinde oturulacak yer olmayan Anadolu’nun ilçelerinden herhangi bir ilçeydi burası. Sonra duruşmaya gittim. Karar duruşmasıydı ve müvekkilin ceza alacağı da belliydi. Zaten bu nedenle kukisini yollamıştı büyük patron. Müvekkil aldı cezasını. Ben de evime dönebilmek için 16:20 minibüsünü beklemeye başladım. Yine amaçsızca dolaştım. Sonra nihayet 18:30 gibi eve dönebildim. Tam bugün de bitti diye sevinirken bir mesaj geldi. Patronumun evde canı sıkılmış olacak ki yarın yapacağım işi seçip onu haber veriyor. İşte bağlı bir avukat olmak yani kukilik böyle bir şey…

Yorum bırakın