ETKLİ SÖZ (TAVSİYE, ÖĞÜT) KENDİNDEN BAŞLAR !
İnsanlar bazı konularda bir dostuna bir büyüğüne akıl almak ister. Ona öğütlerde bulunsun ister. Söylenenleri yapar ya da yapmaz onun tercihidir. Akıl almak ne yapacağını bilemediğin anlarda en azından bir yerden başlamanı sağlar.
Anne, baba olursun çocuğuna tavsiyeler verirsin. Öğretmen olunca, öğrencilerine tavsiye verirsin. Doktor, hastalarına; Arkadaş arkadaşa… diye bu liste uzayıp gider. İnsanlar birbirlerine neden tavsiye verirler ya da kimlere tavsiye verirler. Önemsediğin insanların hayatlarına dokunmak istediğin için ya da işin icabı insanlara karşı sorumluğun olduğu için olabilir. İşte bu noktada tavsiyelerin ve önerilerinde dikkatli olmalısın ve etkili olmasını istiyorsan ne yapmalısın bunu bir kıssa ile anlatalım.
“Bir çocuk bal yiyince vücudunda yaralar çıkıyormuş, bal yemeği sevdiğinden bir türlü bu tatlı gıdayı yemeyi de bırakamıyormuş. Ailesi, çocuklarının bala olan düşkünlüğünü önleyebilmek için hekimlere gitmişler, tedbirler uygulamışlar, ama sonuç hüsran. Çocuk yine bir şekilde bal yemeğe devam ediyormuş. Tavsiye üzerine, İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerine gitmişler. İmam Azam Ebu Hanife, sorunu dinledikten sonra çocuğun anne ve babasına; “Kırk gün sonra gelin” demiş. Anne ve baba buna bir anlam veremese de çaresizlik içinde mecburen geri dönmüşler. Kırk gün geçtikten sonra tekrar İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerinin huzuruna varmışlar. İmam-ı Azam Ebu Hanife, çocukla kısa bir görüşme yaptıktan sonra ona; “Bundan sonra bal yeme evlâdım!” demiş. Sonra da çocuğun ailesine dönüp; “Tamam, gidebilirsiniz.” demiş. Anne ve babası şaşırmış. Birbirlerine dönüp bakmışlar. Bu kadar mı başka bir şey yapmayacak mı? der gibi. Öyle ya, kırk gün bekleyip de sonunda sadece bir cümle duymak çocuğun anne ve babasını şaşırtmış Fakat karşılarındaki zat da sıradan birisi değil, devrin en büyük âlimi. Onun dediği gibi yapmışlar ve evlerine dönmüşler. Sonraki günlerde bakmışlar ki çocukları artık bal istemiyor! Merak etmişler bunun sebebini. İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin tekrar huzuruna çıkarlar ve merakla sorarlar; “Efendim, ona bir cümle söylediniz. Nasıl onu baldan vazgeçirebildiniz? Nedir bunun hikmeti?” diye sormuşlar. Gülümseyerek şöyle cevap vermiş İmam-ı Azam Ebu Hanife: “Kırk gün önce, ben de bal yiyordum. Bal yiyen birinin, başkasına bal yeme demesi etkili olmazdı. Sizin ilk gelişinizde bal yemeyi kestim, önce nefsimde denedim bunu. Kendim bunu bırakmanın mümkün olduğunu görünce sözüm de ona tesir etti.”
Bu kıssa başkalarına karşı sözlerimizin, tavsiyelerimizin etki edebilmesi için önce kendi hayatımızda o sözün etkisi var mı ona bakmalıyız. Galiba değiştirmek için önce kendimiz değişmeliyiz.
Vesselam…
Belki yüzlerce defa dinlediğim bir kıssadır. Lakin bu sefer başka bir tesiri oldu. Allah razı olsun.
BeğenBeğen